Ekonomi

Çin’in emlak sektörü istikrar işaretleri gösteriyor

Çin’in yeni konut inşaatı önemli ölçüde azaldı ve bu da kronik arz fazlası nedeniyle baskı altında olan emlak sektöründe istikrar olasılığına işaret ediyor. Çin’deki mevcut yeni konut inşaatları 2021 yılındaki zirve noktasının yarısından daha az bir seviyede olup, bu düşüş 2000’li yılların sonlarında ABD ve İspanya’nın karşı karşıya kaldığı emlak piyasası durumlarıyla karşılaştırmalara neden olmuştur.

Rhodium Group’tan bir araştırmacı, Çin’deki inşaat faaliyetlerinin yakında, potansiyel olarak önümüzdeki yıl içinde istikrara kavuşabileceğini öngörüyor. Bu durum Çin’in ekonomik büyümesi üzerindeki olumsuz etkilerin bir kısmını hafifletebilir. Çin’de yeni konut inşaatları Nisan ayına kadar olan 12 aylık dönemde %63 oranında azalarak 634 milyon metrekareye gerilemiştir.

Uluslararası Para Fonu, Çin’deki temel konut talebinin önümüzdeki on yıl içinde ortalama 950 milyon metrekare olacağını tahmin etmektedir. Mevcut konut stokunun büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, IMF yeni konut başlangıçlarının mevcut oranların biraz üzerinde, ortalama 715 milyon metrekare civarında olacağını öngörmektedir.

Çin’deki gayrimenkul yatırımları son iki yılda keskin düşüşler yaşadı ve JPMorgan (NYSE:JPM)’ın tahminlerine göre yıllık %10’luk düşüş Çin’in ekonomik büyümesini her yıl yüzde 1,5 puan azalttı.

Gayrimenkul yatırımlarındaki değişimin daha çok varlıklı kıyı bölgelerine odaklanması bekleniyor. Şanghay ve Çin’in en zengin dört eyaleti olan Zhejiang, Jiangsu, Guangdong ve Shandong’un Ocak-Nisan döneminde emlak yatırımlarındaki payı %39’dan %49’a yükseldi.

Ancak sektörün geleceği, Japonya’nın 1990’lardaki deneyimine kıyasla daha az olumlu karşılaştırmalarla gölgelenmeye devam ediyor.

Çin’de konut fiyatları %11 oranında düşerken, eski daireler için de benzer düşüşler söz konusu. Buna karşılık, ABD ve İspanya’da konut fiyatları beş yıldan uzun bir süre içinde %30-40 oranında düşerken, Japonya’da fiyatlar 18 yıl içinde %47 oranında gerilemiştir.

Çin’in krizi yönetme yaklaşımı Japonya’nınkine benzetilmektedir, zira her ikisi de kayıpların erken farkına varamamış ve fiyat düşüşlerini yavaşlatmak için tedbirler uygulamıştır. Çin, müteahhitlerin yeni konut fiyatlarını ne ölçüde düşürebileceklerini sınırlandırmış ve başka destek tedbirleri uygulamaya koymuştur.

Çinli müteahhitlerin bilançolarında, borçları bankalar ve diğer finans kuruluşları tarafından tutulan önemli bir satılmamış konut stoku bulunmaktadır. Bu durum, ABD’nin Toksik Varlık Yardım Programını içeren müdahalesi ve İspanya’nın toksik varlıkları absorbe etmek için bir kötü banka kurmasıyla tezat oluşturmaktadır.

Çin, emlak sektörü için yeni bir destek paketi başlatarak ipotek oranlarını ve peşinatları düşürdü ve yerel yönetimleri uygun fiyatlı konutlar için satılmamış daireleri satın almaya yönlendirdi. Ancak bu, Japonya’nın uzun süreli piyasa ayarlamasıyla paralellik göstererek kayıpların tanınmasını sadece geciktirebilir.

Natixis, Çin’deki yerel yönetimlerin yeniden sermayelendirmeye ihtiyaç duyan Japon bankalarına benzer zorluklarla karşılaşabileceği uyarısında bulunarak daha uzun bir uyum sürecine işaret ediyor. Ayrıca, Çin’de ortalama konut fiyatlarının tekrar yükselme ihtimalinin düşük olduğu, ancak Tier 1 şehirlerinde bazı istisnalar görülebileceği belirtiliyor.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

kelkithaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu